Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

seviyor muydun?

-Onu seviyor muydun ? - evet - Herşeyiyle mi ? -Evet. - Mesela şöyle iğrenç bir halde olsa? -.. - Mesela şu çirkinlikte olsa? - Kurban olurum ben ona. yani olurdum... -...   Manyak mısın oğlum sen? -...

..

içimde günlerdir başlayan bir aldatılmışlık hissi. sanki tükürsem geçecek gibi. Ama geçmiyor işte.

Ruhumdaki cevapsız çağrılar

Sen gel ben dururum. zira üşengecim şu sıralar bütün kavuşmalara. Cümlelerimi söküp yakamdan, dün istifa ettim özlemek işinden. Olmuyor böyle canım. Gülüşü güzele şiir yazmak haddimize mi düşmüş? Nazire bizimki metaforları gamze,diş ve dudak olan bir şiire. Annemin bin türlü emekle dokuduğu yalnızlığımı giyip koştuğum tüm sahiller, vapur yolculukları ve gözlerimin daldığı  yol çizgilerine özgürlük tanıdım. Zaten verilmesi gecikmiş her hakkın sahibine iadesi söz konusudur. ölüm değil tabi, halt etme çünkü Hakkındır ölüm, toprağa depozitodur ceset. Bedenimin ruhumda bıraktığı tüm cevapsız çağrıları gözden geçirip, "uyuyordum bir nefs yorgunluğunda, duymamışım" bahanesi ile barışmak istiyorum.  Hani şu renkli olan şeyler, insanlarda gülümseme yaratır, yahu nasıl bilmezsin? düşler işte...  Artık düş işine gireceğim, annem tavsiye etti. Filancanın oğlundan neyim eksik, satmış koca koca binalara masumiyetini. Sen gel ben demlerim çayı. Zira, kendim kaynatıyorum suyu, düşmeyen