Ana içeriğe atla

Kap-karalama

Kap-karalama
Hayat günlerce poşette kalmış ekmek, ağzı açık bırakılmış kazan dolusu makarna...
Dünya saklama kaplarına sığmayacak kadar dengesiz mikroplar barındıran kadri bilinmemiş eşsiz gıda paketi. Yalvarıyor Müslüm Gürses Nilüfer isimli şahısa, “Her şeyi al bir şansım olsun Nilüfer!” 
Yeryüzünün en korkunç ve acımasız faşizmini anlaşılamayanlar ordusu oluşturuyor maalesef.  Kimin yarasına anlam verilmemişse o bırakıyor artık anlamak işini ve anlaşılamadan ölmek salgını peydah oluyor yeryüzüne.  Çocukken yazılı kağıdındaki “istediğin sorudan başlayabilirsin” insiyatifi, yetişkinliğinde sorununu kanıksayabildiklerini dost edinme şansı veriyor bireye. Ve hep çalışmadığımız yerden sınıfta kalıyoruz sosyalite dediğimiz toplum hastalığında. Her sorunluyu yalnız bıraktığımız içindir ki, her yalnızı sorunlu belledik. Çünkü bu bir ata öğretisiydi. Üstesinden gelemiyorsan uzaklaş!
Bir politikacının vatandaşına yüz çevirmesini hemen açıklayabiliriz; “adam binlerce insanla uğraşıyor kardeşim! Birine insanca anlatıyorsun, diğeri geliyor. Böyle böyle derken milyonu buluyor. Haliyle adam artık patlıyor!”  Sonra aynı adam açıyor gazetenin üçüncü sayfasını... Kredi kartı ve diğer borçlarını ödeyemediği zaman cinnet geçirip intihar eden adam için “aptal” diyor. Peki bunun nedeni Allahın verdiği cana umut kesip son vermek mi? Bence çoğunluğun sebebi bu değil. Dünya masasından biraz daha tıkınmak  varken erken hesap istemek. Bu rezil restoranda tıka basa tok olsan bile ikram edilen tatlı ve şerbeti de bir yerlere tıkıştırmadan kalkmak. İntihar meşru değil, kibir duruşudur ama intihara meyil bir sorundur ve sorunlu birey yalnızdır yine. Zaten anlaşılsa toplu empati intiharı kaçınılmaz olurdu.   Kapitalizmin gasp etiği bir hayattır maktul’den. Gasp edilirken çantasını tuttuğu için metrelerce sürüklenip ölen kadına “bıraksaydı çantasını kardeşim!, insan Allah’tan ümidini kesmemeli” diyemiyoruz. (yoksa diyor muyuz? Yok artık!)
Vicdanı ölen metabolizma ölüdür ve insanlık için ölen diridir vicdanlıların kalbinde. Allah’ı bilen dua eder, bilmeyen teşekkür. Ama hayatta anma törenlerine ve heykellere iman etmezler. Onların kalpleri GDO’lu duyguları barındırmaz.
Üstelik ağzı açık unutulmuş bir gıda idi bu dünya ve onlar zehirlemek istemiyorlar midelerini. Hani şu kanaat denen soğan ekmek, karpuz, peynir yeterliliği makul onlar için. Aslında herkesle paylaşılıp tüketilen hiç bir yemek bayatlayacak kadar bekleyemez.
Bu yüzden patlatılmalı zenginlerin bozuk vicdanlı buzdolapları. Zenginliği neredeyse sünnet haline getirecek alim fetvalarına inat, kahrolsun zenginlik! Ta ki ben bir punduna getirip parayı bulana kadar.
Ondan sonrası kolay. Sonra bir tv kanalında zengin hatiplerin anlattığı yoksul peygamber ve sahabe rivayetlerine dalıp, vicdanımı rahatlatmaya koyulurum belki... Sırtına uzandığı hasırın izi çıkmış islam aleminin ilk halifesi anlatılırken göz yaşım damlar reklamlardan görüp aldığım lüks koltuğuma.
-          Yer yüzünde kardeşlerin zulümle boğuşurken ne yaptın ?
-          Çok iyi bir hatibin televizyonda anlattığı sahabe rivayetlerine ağladım. Vallahi ağladım.
-          Başka?
-          Bana gelen bir dini öğretiği (başım belaya girmesin diye) facebook’ta yirmi kişiye yolladım.
-          İşte şimdi Başın belada dostum...
Ne demişti Müslüm baba ;
“Zamanın eli değdi bize, çoktan değişti herşey Nilüfer... Artık geri ver, geri verilmez hiç bir yanılgı...”


http://youtu.be/lLk2yFWGIjU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gerçekten eve lazım olan camiye haram mıdır?

Mısırdaki olaylar için sosyal medyada Mursi'ye destek iletileri yazınca Salih hocamdan gelen değerlendirme ile geçen diyaloğu sunmak isterim. (özelden değildir, paylaşım altında yorumdur o yüzden paylaşıyorum.) "Sevgili Mihraç..Ha Mursi ha mübarek. Bunların hepsi batının adamları. Mısırda olan biten şeyler Amerikanın at ve uşak değiştirmesinden başka birşey değil. Olan zavallı Mısır halkına oluyor. Yakın tarihte dünyada İslami karakterli gözüken bir tane hareket yoktur ki Batı menşeili olmasın. Sakal bırakmakla müslüman olunmuyor. Müslüman isen önce emperyalizme-soyguna karşı çıkacaksın. Çünkü İslam hristiyanlığın (batının) "bir yanağına tokat atana öbür yanağını çevir" anlayışına karşı "kısas" ı yani adaleti koymuştur. Mısırlılar tekbir getirip birbirlerini kırsınlar ancak. Ama bizler Mısır dan önce Doğu Türkistan'a Kerkük'e Talefer'e bakalım. Çünkü eve lazım olan camiye haramdır. Selamlarımla." Sayın hocam, Mursi; Seyyid Kutub'd...

Belki benim kağıt param döne dolaşa senin cebine girmiştir.

Kırık yazı

İyi de özlem şapkan değil ki çıkarıp bir kenara koyasın. Özlüyorum işte. Şairin dediği gibi; kırgınım saç uçlarıma kadar. Ama cam kırılsa da cam. Dersim Dört Dağ İçinde - Erkan Oğur http://youtu.be/yQS0j4eQi0E