Ana içeriğe atla

Cümle-ten


Cümle tesellileri arasında duygu değişimleri yaşamaktan yoruldum. Kalp denen organ bu kadar mı değersizleşti yahu? İnsanlar birbirine güvenmek için artık sözleşme metinleri mi düzenlemeli anlamıyorum ki... "Bakınız küçük hanım, yıllardır kimseye meyil etmediğim kalbimle size meftun olacağız fakat, anamı ağlatmamanız üzerine bir sözleşme yapmalıyız."

"iş bu sözleşmenin taraflarca bozulması halinde sezarın hakkı sezara verilmeli, tarafların beslediği hayaller ve geleceğe yönelik duygu birikimleri kireç kuyusuna atılıp yakılmalıdır ki, tekrar tarafların önüne çıkıp onları yerle bir etmesin diye.Ayrıca O zaman dilimini hatırlatacak şarkılar, müyap'a taraflarca ödenecek bir bedel ile piyasadan kaldırılmalıdır."

Ben cümlelerle ifade edemediğim duygularımı ne yapacağım peki? Şu kalbimdeki ayaklanmış sokak piçlerini ne ile teselli edeceğim ki, yakmasınlar ruhumu...
Eh güzel kadın, hiç yanımda hasta olmadın ki, tependeki sandalyede sabahlayıp, inlemelerinde terini sildiğimi göresin. Hiç aynı evi paylaşmadık ki, o evin tek anlamının Allah'a inanmak ve sen olduğunu ifade edeyim bakışlarımla.Eksiklerimizi hatalarımı örtecek bir pamuk ipliği bile örmedik seninle el ele tutuşmamızın bile haram kılındığı inançlarımızın içinde. Senin korkularının beni uyutmadığı geceleri, yanımda olmazsan nasıl bileceksin ki?
"bu gece seni düşündüm uyumadım, senin için çok ağladım.Vallaha!"

Nasipten ötesinin boş olduğunu bu oyun ve eğlence diyarı dünyada benden nasıl bir yapay sendrom beklersin, bilmem ki...Şimdi beklediğin cümleleri versem, sence evliyken de gece gündüz tüm şefkatimle seni anlayacağımı umacak mıydın? Bunu bilebilir misin? "Seviyorum demekle olmuyor, bana şunu demeliydin, ben şunu deyince senin bunu demen gerekirdi..."

Evcilikler ve evlilikler... Biz hangisine hazırız?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gerçekten eve lazım olan camiye haram mıdır?

Mısırdaki olaylar için sosyal medyada Mursi'ye destek iletileri yazınca Salih hocamdan gelen değerlendirme ile geçen diyaloğu sunmak isterim. (özelden değildir, paylaşım altında yorumdur o yüzden paylaşıyorum.) "Sevgili Mihraç..Ha Mursi ha mübarek. Bunların hepsi batının adamları. Mısırda olan biten şeyler Amerikanın at ve uşak değiştirmesinden başka birşey değil. Olan zavallı Mısır halkına oluyor. Yakın tarihte dünyada İslami karakterli gözüken bir tane hareket yoktur ki Batı menşeili olmasın. Sakal bırakmakla müslüman olunmuyor. Müslüman isen önce emperyalizme-soyguna karşı çıkacaksın. Çünkü İslam hristiyanlığın (batının) "bir yanağına tokat atana öbür yanağını çevir" anlayışına karşı "kısas" ı yani adaleti koymuştur. Mısırlılar tekbir getirip birbirlerini kırsınlar ancak. Ama bizler Mısır dan önce Doğu Türkistan'a Kerkük'e Talefer'e bakalım. Çünkü eve lazım olan camiye haramdır. Selamlarımla." Sayın hocam, Mursi; Seyyid Kutub'd...

Belki benim kağıt param döne dolaşa senin cebine girmiştir.

Kırık yazı

İyi de özlem şapkan değil ki çıkarıp bir kenara koyasın. Özlüyorum işte. Şairin dediği gibi; kırgınım saç uçlarıma kadar. Ama cam kırılsa da cam. Dersim Dört Dağ İçinde - Erkan Oğur http://youtu.be/yQS0j4eQi0E