Ana içeriğe atla

Ölüm tecil edilirken



Gün bize küsüp yüzünü döndüğünde her akşam...
Bahtımızın çivisi iyi çakılmamış diye yani, düşer astığımız her umut beton zemine.  Bıkmayız her düşüşte yeniden silkeleyip ütülemeye düşlerimizi. 
Kıyametin alametini ararken aklımıza asla gelmeyen yerdir sol göğsümüzdeki kalpsizlik. Yerinde hırs atar, kalp istifasından faydalanıp işe başlayan ilk reşitliğimizle...
Büyüyoruz derken çocukluğumuzun yapıştığı paçamız çoktan yırtıldı. Kariyer ve kimlik çatışmasında uğradığımız kapital terörleri niye unuttuk ki?
Niye zenginlere kahır okuyan kanaat fukarası olduk? Hangi vakit treni bıraktı bizi bu kibir durağında? Saate bakmaya korkup, hızlı ölmenin hesabına düştük çok yaşayalım diye. 
Beyhude kelimesi size de meşhur bir künefeci ismi gibi gelmiyor mu...
Geçim sıkıntısı bir tane.
Geçim için tüm duyguları geçiştirme hırsı sonsuz çarpı günahkarlık. 
Ölüyoruz işte bu lanet dünyada. Bomba ya da ecel ile ( sanki bir kurşun ya da trafik kazasında ölmek ecelin lisans alanında değilmiş gibi düşünerek).
İlklere değer vermenin bedeli sonrakilere ağır gelmez mi... 
Kahrolsun bana kahredecek kadar insafsızlaştıran ideolojin kardeşim... 
Ben et değilim, kemik değilim ki kilo işi sevesin beni. Ben yaradanın yeryüzüne üflediği ayetiyim. Karşında duran mekanizma dışı iradeyim ben. Hayretin esmerliğime değil sevip sevmemeye karar verecek iradeye sahip olmama duyulmalı bence. Sen hiç midyesi inciden değerli anlar hatırlıyor musun? Bir kalp çarpıntısı yaratan ilk el tutuşunun son model bir araba ya da kadınların sünneti tektaştan daha küçük olduğunu hatırlıyor musun? Dön bak geriye Nuh'un 950 senelik penceresi de olsa... Ne kalıyor aklında? Yediğin yemeklerden en sevdiğini hatırlamazsın ama... Aması muhabbet işte. Sana muhabbet gelen ne varsa...
Biliyorum sen de haklısın, filmin en güzel yerinde misafirin zile basması gibi hayat... Sen yine de seçimini yaparsın. ya filme devam et ya da kapıyı aç.
Gelen eceldir belki.
Belki de bir ayrılık getirmiştir bir daha ayrılmanın olmadığı, kavuşmaya götüren...
Mevlana'nın değildir şeb-i aruz. Mevlana dediğin düğünün sahibi.
Salonun değil...

" kuş ölür,sen uçuşu hatırla. "
(füruğ ferruhzad) 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gerçekten eve lazım olan camiye haram mıdır?

Mısırdaki olaylar için sosyal medyada Mursi'ye destek iletileri yazınca Salih hocamdan gelen değerlendirme ile geçen diyaloğu sunmak isterim. (özelden değildir, paylaşım altında yorumdur o yüzden paylaşıyorum.) "Sevgili Mihraç..Ha Mursi ha mübarek. Bunların hepsi batının adamları. Mısırda olan biten şeyler Amerikanın at ve uşak değiştirmesinden başka birşey değil. Olan zavallı Mısır halkına oluyor. Yakın tarihte dünyada İslami karakterli gözüken bir tane hareket yoktur ki Batı menşeili olmasın. Sakal bırakmakla müslüman olunmuyor. Müslüman isen önce emperyalizme-soyguna karşı çıkacaksın. Çünkü İslam hristiyanlığın (batının) "bir yanağına tokat atana öbür yanağını çevir" anlayışına karşı "kısas" ı yani adaleti koymuştur. Mısırlılar tekbir getirip birbirlerini kırsınlar ancak. Ama bizler Mısır dan önce Doğu Türkistan'a Kerkük'e Talefer'e bakalım. Çünkü eve lazım olan camiye haramdır. Selamlarımla." Sayın hocam, Mursi; Seyyid Kutub'd

bizim olan şiir

Belki hiç bilmeden öleceğim Hangi suskunluk treni ulaşır İçindeki duraksız sessizliğe Merhamet, miğferi delik yalnız asker Elimden tut diyorum çünkü Sen tuttukça beliren bir kalabalık var göğsümde Ezgisinden kopuk bir zincirle bağlanmışken sûni gün doğumlarına Şimdi hangi vakitte öleceğimi bilmemek acziyetim değil hakkımdır Cellat kılıcı altındaki kelle kadar Özgürüm bu dünyada Elimden tut diyorum çünkü o zaman Hiçbir saat yetmiyor kalp atışlarımı saymaya Zarif kıyım fabrikasyon adamlar, Hiçbir genç kızın günlük tutanağında adı geçmemiş adamlar Aşkı anlatıyor ekranlarlarda. Sûretini mesai saatlerinden almış Esnaf gülüşlü kadınlar Tebessümünü kablosuz heyecanlara bağlayan çocuklar arasında Elimden tut diyorum çünkü Yeni bir yuva inşa etmeliyiz Toprağı katışıksız ve bize ait tuğlalardan

Adının Anlamı

Adının anlamı bir kalp hastalığı olmalı. Yoksa her neyin var sorusunda sol göğsümü tutmamın açıklaması  basit bir grip olamaz. Öksürsem geçen bir gıcık değil özlemin.  Ülkelerin bölünüp insanların ekin gibi biçildiği bu dönemde aklımın meşguliyetini izah etmek için sözlükteki gerekli kelime adındır sanıyorum. Adının anlamı bir şarkı olmalı. Nakaratı hızlanan bir kalp çarpıntısı. Sadece Yılkı atları aşk için koşar. Babamdan miras aldığım işçilikle ancak yük beygiri tutkusu denir benimkine. Akşamları eve getirdiğim ekmeğin arasında durur gülüşün. Sen anlamazsın şimdi ne demek istediğimi. Zaten anlasan bir yüreğin sızısını, güzel kalamazdın. Galib'den bu yana ırsi yoksulluğu vardır şairlerin. Hep o güzeli anlatacak cümleyi ararlar. Galiba bulamamayı seviyorlar. Adının anlamı bir çıkmaz sokak olmalı. Şehir planmalarına inat, kocasını bekleyen kadınların fasülye kırıp yün çırptığı. Hani "buradan neden bilimadamı çıkmaz?" dediğimiz türden. Şair olur iki çeşitten fazla yemek p