Ana içeriğe atla

Flu Ümmet

Sahtekarlık "pazarlama yöntemleri" adı altında güvenceye alındı artık. Küçük esnaf bile kampanya adı altında 3 kağıtçılık peşinde. Partileri ve kirli politikalarını saymıyorum bile... Onlar sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi çalar ve çalmayı öğütlerse esnaf durur mu? "Bizi aldatan bizden değildir" diyen peygamberden, "Bal tutan parmağını yalar, göt öpmeyle ağız kirlenmez" diyen dandik bir ümmet kılığında sapkınlığa gidiş. Çok üzücü. Allah gerçek muhammed ümmeti olmayı nasip etsin...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gerçekten eve lazım olan camiye haram mıdır?

Mısırdaki olaylar için sosyal medyada Mursi'ye destek iletileri yazınca Salih hocamdan gelen değerlendirme ile geçen diyaloğu sunmak isterim. (özelden değildir, paylaşım altında yorumdur o yüzden paylaşıyorum.) "Sevgili Mihraç..Ha Mursi ha mübarek. Bunların hepsi batının adamları. Mısırda olan biten şeyler Amerikanın at ve uşak değiştirmesinden başka birşey değil. Olan zavallı Mısır halkına oluyor. Yakın tarihte dünyada İslami karakterli gözüken bir tane hareket yoktur ki Batı menşeili olmasın. Sakal bırakmakla müslüman olunmuyor. Müslüman isen önce emperyalizme-soyguna karşı çıkacaksın. Çünkü İslam hristiyanlığın (batının) "bir yanağına tokat atana öbür yanağını çevir" anlayışına karşı "kısas" ı yani adaleti koymuştur. Mısırlılar tekbir getirip birbirlerini kırsınlar ancak. Ama bizler Mısır dan önce Doğu Türkistan'a Kerkük'e Talefer'e bakalım. Çünkü eve lazım olan camiye haramdır. Selamlarımla." Sayın hocam, Mursi; Seyyid Kutub'd

Geçimsiz

Bazı şarkılara çocukluğumu zulaladım Yitik olan kaç diz yaram varsa geçim derdine düşmüş kemancıdadır Yoksulluğa yakışan en ucuz şey diye şiir Mahcubiyet vazgeçilmez metaforu divanların Bazı öyküler çok gerçekçi ama Hiç bir mutlu son yetmiyor kredi kartı borcuna babaların.  Bilmem kaç tren yolcuğunun paklayamadığı İçimde sahibine ulaşmamış heyecanlar var Ölüm ki kiraladığımız bineklerin feshi Dönüyor başım ağrıyor başım bir başıma Şimdi yalnızlık dediğin de beceriksiz bir hırsız Bir umut ihbarında teslim ev sahibine Yaram yarım ve derman eski yaradan  Derman yaradan... Haydi şimdi bir dünya ver şu ellerime Şu iki yanağımda iki yetim anasına sarılsın Senin amacın var benim sevgim Sen bitişe koş ben başa döneyim. 

bizim olan şiir

Belki hiç bilmeden öleceğim Hangi suskunluk treni ulaşır İçindeki duraksız sessizliğe Merhamet, miğferi delik yalnız asker Elimden tut diyorum çünkü Sen tuttukça beliren bir kalabalık var göğsümde Ezgisinden kopuk bir zincirle bağlanmışken sûni gün doğumlarına Şimdi hangi vakitte öleceğimi bilmemek acziyetim değil hakkımdır Cellat kılıcı altındaki kelle kadar Özgürüm bu dünyada Elimden tut diyorum çünkü o zaman Hiçbir saat yetmiyor kalp atışlarımı saymaya Zarif kıyım fabrikasyon adamlar, Hiçbir genç kızın günlük tutanağında adı geçmemiş adamlar Aşkı anlatıyor ekranlarlarda. Sûretini mesai saatlerinden almış Esnaf gülüşlü kadınlar Tebessümünü kablosuz heyecanlara bağlayan çocuklar arasında Elimden tut diyorum çünkü Yeni bir yuva inşa etmeliyiz Toprağı katışıksız ve bize ait tuğlalardan